Bu gibi felaket filmlerinde senaristlerin belki de en çok başvurduğu kurtarıcı olan uzaylılar filmimizde de yer almakta. Dünyadan seçilmiş 2 kişiyi felaketten kurtarıp insan ırkının devamlılığını sağlamaktadırlar. Filmde Celeb Adem, Lucinda’nın torunu Abby ise Havva misyonunu üstleniyorlar.
Filmde yer alan karakterleri neredeyse hiç tanıyamıyoruz. Bir tek, John Koestler ve oğlu Celeb ile ilgili az biraz bilgi veriyor yönetmen Alex Proyas. Onun dışında filme giren yan karakterler adeta baba ve oğulun tüm film boyunca birbirleri ile konuşmamaları ve ekranda başka yüzlerinde görünmesi amacıyla eklenmişler.
Nicolas Cage son dönemde sergilediği standart performansını sürdürüyor ve yine sınıfta kalıyor bu filmde de. Oğlu ile ayrılma sahnesindeki yapaylığı gözden kaçacak gibi değil. Abartmak gerekirse siyah beyaz türk sinemasından 3. Sınıf bir aktörü örnek almış, izlemiş, diyebiliriz. Okuduğum bir yazıda oynayacağı filmleri seçerken alacağı paranın yanında filmdeki tek başrol oyuncusu olmasını sağlayacak senaryoları kabul ettiğini söylüyorlardı. Bu durum Face/Off ve City of Angle filmlerinden sonra düzgün bir yapımda yer almamasının sebebi olarak gösterilebilir.
Filmde kaza sahnelerine oldukça özen gösterilmiş. Özellikle uçağın düşüş sahnesi şu ana kadar izlediğim en iyi uçak düşüşlerinden bir tanesidir. Zira trenin istasyonu yerle bir ettiği sahnede oldukça başarılı olmuş. Kıyamet sahnelerinde şehrin yok oluşu da izlerken keyifli dakikalar yaşatan sahnelerden. 50 Milyon Dolar gibi iyi sayılabilecek bir bütçe ile zaten bu sahneleri de klasikleştirip sıradan bir yapı ile sunsalardı filmin gözümde değeri oldukça düşecekti. Her felaket filminde olduğu gibi yine kargaşa sahnelerinden pirim yapmışlar.
Aradaki ayrıntılara bakacak olursak, Sinema insanlarına artık şu uzak gemisi modellerini değiştirmelerini öneririm. Nedir bu oval, altı açılan aşağı ışık gibi bir alan sarkıtıp yer yüzündekileri gemiye alan makinelerden çektiğimiz. Yıllar önce de bu uzay gemileri kullanılıyordu 2010 yılına geldik hala aynı gemiler. Modifiye etmeleri gerekli artık. Uzaylı dostlarımızın gemiye çıkarken melek kanatları gibi saydam bir yapıya sahip olmaları görsel olarak güzel olmuş. Filmin gemiye çıkarken ve Adem ile Havva’nın hayat ağacına doğru koşarken ki bölümleri için din felsefesi ile ilgilenenler elbette çok daha derin anlamlar çıkarabileceklerdir. Hatta anlayanlar için hristiyanlık temalı fantastik filmler kategorisine bile girebilir ama benim için klasik bir kıyamet filminden ötesi değil. Bir de ataist olan birinin gelişen olaylar sonucunda kilise yolunu tutması var ki bu konu artık fazlası ile can sıkıyor amerikan yapımlarında. Sıkça rastladığımız bir durum. Dedim ya klişelere boğulmuş film.
Başladığı güzellikte bitmeyen, vasat bir film için beklentilerinizi yüksek tutmadan izlemenizi tavsiye ederim. The Rock, Face/Off ve City of Angel’den sonra bir filmi izleme sebebim olan Nicolas Cage’e de bundan sonra çok daha temkinli yaklaşacağım. Bu filmler ile birlikte kazandığı kredisini eksiye düşürmüş durumda.
Nicholas Cage'in oldukça fazla borçları varmış. Bu yüzden parayı basan her filmde oynadığını düşünüyorum. Yine bu yüzden artık bir filmde Cage oynuyorsa, seçim nedeni olmak yerine seçmeme nedenim oluyor. Ele ayağa düştü adam. Yazık.
YanıtlaSil