25 Mayıs 2010 Salı

Lost Final Yazısı



Finali izledim. "Hadi buyur ne bu böyle"  gibi tepkiler verenlerdendim. Tıpkı sözlükte alttaki yazıyı okuyana kadar. Artık daha bir keyifli bakıyorum Lost'a, daha bir anlamlı finalde olanlar gözümde, daha bir farklı seviyorum uçan martıları, yüzen balıkları, metrobüsteki mor bereli kızı.. :p

Buyurun efendim.. (:


lost final çözümlemesi

---- büyük resim ----

* aslında ilk zamanlarda adaylık filan yok. o rahatsız kadın sıradan insanları ışıktan uzak tutuyor sadece. ne zaman ki jacob kardeşini o kuyuda öldürüp black smoke'a dönüşmesini sağlıyor işte o zaman başlıyor adaylık işi... işık korunmaya o zaman ihtiyaç duyuyor. jacob da başlıyor adaya adam toplamaya...

* ilk getirilenler black rock ekibi...black smoke tarafından çatır çatır öldürülüyor çoğu. geriye kalıyor ricardo. onu kullanarak jacob'ı öldürmeye çalışıyor mib... bu henüz ilk denemesi ve büyük bir dezavantaja dönüşüyor. jacob richard'ı ikna ederek yardımcısı olmasını sağlıyor. böylece adaya getirdiği insanları mib'e karşı uyarabiliyor.

* black rock'tan kalmış olan bir avuç insan bizim others olarak bildiklerimizi oluşuturuyor. (hatırlarsanız hepsi ingiliz aksanıyla konuşuyordu). richard onlara göz kulak olsun diye jacob tarafından görevlendiriliyor.

* abd askerleri adayı bulur. işığın korunması gerektiğini hatırlıyor jacob ve others'ı askerlerin üzerine salıyor. askerlerden others'a katılanlar oluyor. (bazılarının taşıdığı ordu çakıları vs...)

* dharma adaya gelir...others ile aralarında savaş çıkıyor. sebebi ise; gelişmiş teknolojileriyle ışığın kaynağını bulmaya en yakın olanlar olmaları. hatta buluyorlar da... swan istasyonunu kuruyorlar üstüne(veya yanına). (istasyonun önünden akan küçük suyu hatırlarsınız...)

* richard, jacob; benjamin ise richard tarafından ikna edilerek dharma adadan siliniyor. others çadırda yaşamak yerine dharma'nın yaptığı barakalarda yaşamayı tercih ediyor. bir süre sonra aile hayatı vs şeyler nedeniyle adaya olan görevlerini 2. plana atıyorlar. bu sıralarda da "bir şekilde" çocuk doğurup aile kurmaları engelleniyor. fakat bu others'ı yıldırmıyor jacob'a karşı cephe alıyorlar neredeyse. adaya doğum uzmanı getirerek sorunu düzeltmeye uğraşıyorlar...(hikayenin en kilit kısmı zaten burası)

* oceanic tayfası adaya gelir...jacob, others'a olan inancını yitirdiğinde aklına daha parlak bir fikir geliyor ve geçmişini unutmak isteyen bir avuç yürekli insanı adaya getiriyor. bazılarına da 'süper güçler' bahşediyor. (ölülerle konuşma, geleceği görme...) hatta birisi var ki jacob'ın kim olduğunu bilmezken bile adadan emirler alıp uyguluyor...

* jacob artık others'a yardım etmediği için bu yeni grubu ortadan kaldırabilecek bir planları olmuyor. bizimkiler adada anormal işler döndüğü farkettilerinde ise çoktan adayı terk etmiş oluyorlar. adayı terk edenler ise ne ilginçtir ki en çok ayrılmak isteyenler.

* bir süre sonra aslında hayatlarında dönecek hiçbir şeyleri olmadığını farkedip adaya geri dönmeye çalışıyorlar. yalnız bir kişi hariç... o da kate! sebebi anne olması. jacob tarafından adı çiziliyor güzelin...

* konuya dönersek; adaya dönen ekip 77'ye giderek dharma'nın sonunu hazırlıyor. böylece jack de inanmaya başlıyor... ama bomba patladıktan sonra günümüzde hiçbir şeyin değişmediği farkettiğinde asıl yapması gerekenin bu olmadığını da anlıyor. bizimkiler jacob'ın son kalesi olan temple'a sığınıyorlar... black smoke orayı dağıtıyor...bizimkiler adayı terk etmeye çalışıyorlar... black smoke buna da izin vermiyor.

* jacob yüzünü gösteriyor. onları neden adaya getirdiğini, ne yapmaları gerektiğini bir bir anlatıyor... jack, denilenleri yapıyor. kendisini feda ediyor. yüzyıllar sonra black smoke yok oluyor... böylece adanın kaderi de tamamlanmış oluyor...

---- gelelim karakterlerimize ----

* boone, shannon, libby, ana-lucia, eko, charlie, charlotte, daniel, juliet, sayid, sun, jin ve jack... bu adamlar adada öldüler... locke ve michael ise ada dışında öldü...

* hurley, benjamin, rose ve bernard adada; kate, desmond, sawyer, claire, richard, miles ve lapidus ise adadan kurtularak ömürleri yettiğince yaşadılar...

* eninde sonunda christian shephard'ın da dediği gibi "bazıları jack'ten önce, bazıları ise çok uzun zaman sonra ölüyor" ve flashsideways'te buluşuyorlar. hepsi normalde hayatlarında yaşamayı dilediği gibi yaşıyor... sonunda ise birbirleriyle hasret gideriyorlar... böylece karakterlerimizin kaderi de tamamlanmış oluyor...

- - - - destiny found - - - -

* ada bu insanlara jacop tarafından verilmiş bir şans..yoksa o uçaktan kimsenin kurtulmasına imkan yoktu..jacop hem onları yaşattı, hem ikinci bir imtihan dünyasına girmelerine vesile oldu(ilkini çoğu kaybetmişti), hem de hata yapmış tek koruyucu olarak (kara duman) hatasını telafi etmenin yolunu aradı..

* bir kısmı hemen öldü, bir kısmı sonra öldü, bir kısmı jackle öldü, bir kısmı (kate, sawyer, lapidus. vs. vs. aijira uçağıyla gidenler) yıllar sonra öldü, hurley ve ben de muhtemel yüzyıllar sonra öldü, yerlerine ada koruyucusu olacak yeni birilerini bulduktan sonra..

* fakat flash sidelar da şimdi olayı ve zaman olayı olmadığ için en son hurley ve ben de katılınca desmond birşeyler hatırlamaya başladı..yani hurley ve ben yüzyıllar sonra öldü diye flash sidedakiler de o kadar beklemediler çünkü orda zaman kavramı yoktu..ayrıca flash sidelar eğer ada olmasaydı (sezonun başında batmış gösteriyorlardı) hayatlarının nasıl olacağına dair olabilecekleri görme adına bir şanstı onlar için.. beden ölür ama ruh bakidir. ruh anılarıyla günahlarıyla sevaplarıyla ahirete göçer. işte karakterlerin ruhları ahirette birbirlerini bulmak ve anılarını tazelemek amacıyla ortak bir dünya yarattılar. kendilerini gerçek dünyada olmaktansa hani hepimiz bazen deriz keşke şöyle doğsaydım ya da ikinci kez doğsam şöyle doğmak isterim gibi. işte burada da sawyer bir polis olarak kendini tasarlamış. miles da öyle, faraday ise müzisyen, charlie ise en başından olması gerektiği gibiymiş vs. işte kayıp ruhlar birbirlerini bulabilmek için bir ortak evren yarattılar. tek bir ruh desmond ise onların birbirlerini bulmasına yardımcı oldu ve hepbirlikte finalde buluşup sonsuzluğa gittiler. aslında diziye adını veren lost kayıp ruhları ifade ediyor gibi. esasında dizi tüm dinlerde ortak olan ahiret,ruh ve ölüm sonrasına vurgu yapıyor. nitekim kilisede görünen vitraydaki dini sembollerin anlamı da bu olabilir. nitekim tek camda tüm dinleri ifade eden semboller mevcut.

* özel elaman desmond herkesi toparladı (ruhları), sevenleri buluşturdu ve ışığa (sonsuzluğa, sonsuz güzelliğe) götürdü..kötüler ise (mr. eko, ana lucia, micheal) nereye gitti bilmiyorum, muhtemel adada kalmaya ve seslerini ancak belli zamanlarda fısıltı olarak duyurmaya mahkum oldular..belki zamanın sonunda affedilecekler..bir sürü insanı öldürmüş olan fakat sonrdan iyi olan ve yüzlerce yıl adaya hizmet eden ben gibiler ise ancak binanın girişine kadar gelebildiler fakat içeriye giremediler, ancak adaya da hapsolmadılar..ya da benjamin aslında doğrusunu yaptı..yaptıklarının, işlediği günahların farkına vardı. nitekim dharma halkını katletti. bu yüzden ruhunun cennete girmeye layık olmadığı kanaatini getirerek içeri girmeyi red etti.muhtemel flash sidelarda hafızalarını tekrar kaybedip o hayali dünyayı tekrar tekrar yaşayacaklar.. mesela hurley ana lucia'nın gelip gelmeyeceğini sorduğunda desmond'dan o hazır değil yanıtını alır. işte buradan hareketle de ana lucia'nın cennete layık olmadığı sonucu çıkıyor.

* flash sideın gerçek olmadığının bir kanıtıda john'un senin oğlun yokki demesi jack'e, çok önemli operasyon geçiren john'un hemen ayağa kalkması, karnından vurulan sun'ın çocuğunu kaybetmemesi vs. vs.

* aslında kilisedeki o son buluşma o kadar duygu yüklüydü ki...
biz olayları jack'in gözünden takip ettik 6 sezon boyunca... bizim için kilisedeki olaylar jack'in gözlerini kapatmasıyla başladı. fakat kate'i düşününce jack'e ("seni o kadar özledim ki..." deyişi mesela) veya sawyer'ın juliet ile kavuşması... hugo'nun, adada ona uzun yıllar yardım ettiği için ben'e teşekkürü...

muhtemel açiklamalar seyirciye birakilmiş, ne gibi?

* zaten heykel şudur, ada budur, ada koruyucusu şöyledir, adanın kalbindeki ışığın mahiyeti budur deselerdi, hadi canım, öyle açıklama mı olur, bu ne saçmalık derdi herkes..yani esas itibariyle bu konularda yapacakları her açıklama fanteziye, fantastikliğe kaçacaktı, öyle ki bilim kurguyu bile aşacaktı ve yine kimse tatmin olmayacaktı..

* senaristler de ne demiş, biz karakter odaklı bir dizi çektik ve karakter odaklı bitirdik..yani esas itibariyle ordaki karakterlerin yaşamlarını, iç dünyalarını anlattık, adanın kendisini değil..

* diğer açıklanmayan şeyleri izleyiciye bırakılmış..adanın kendisi insanlara gösterilmemiş bir nevi kutsal mekandır..içindeki ışık kaynaktır. bu kaynaktan herkesde bir parça vardır ki ruhların fani bedenlerinin belli bir süre hayatta kalmasını sağlar..bedenler öldüğünde bedenlerdeki ayrı kalmış ışıklar tekrar kayanağına döner..

* jacop kimdir, kendisinden önce gelen koruyuculardan bu görevi devralmış ve kendisinden sonra birine devredecek olan biridir.(hava bükücüdeki avatarlar gibi). adayı ve ışık kaynağını korumakla görevlidir çünkü bir sebepten dolayı ada tamamen görünmez değil, belli yollarla ulaşılabilir haldedir.bu ışık kaynağı görevini yapabilsin diye koruyuculara özel güçler vermektedir.

* adada ölenler kötüyse ceza olarak oraya sıkışıp kalmaktadır. işık kaynağına direk düşen bir ruh muhtemel kara duman gibi olacaktır, sudan geçemeyen ve insanlığı kalmamış, adaya hapsolmuş..ama ışık bazı kişileri etkilemeyecektir..

* adadaki heykel ve tapınakları muhtemel jacopun emriyle ondan sonra gelen insanlar yapmıştır...heykel mısır mediyetinden birilerinin geldiğine, tapınaktaki mısır hiyerogrilifleri, budizm sembolleri ve diğer semboller farklı inanışlardan insanların sürekli adaya geldiğine ve her seferinde tapınakğa kendilerinden birşeyler kattığını göstermekte..

* tapınaktaki şifalı su muhtemel ışık yüzünden bu güce sahip..tapınağın başındaki japon, bir anlaşmayla jacop tarafından getirilmiş, amaç tapınağı yönetsin, ordaki insanlar başıboş kalmasın..
vs. vs.. yani boşlukta kalan yerleri sen doldurabilirsin..



http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=19145996